Avrupa’nın İstanbul’dan sonra en kalabalık ikinci şehri olan Moskova’da toplu ulaşım şehir hayatı açısından büyük bir önem taşıyor. Moskova, şehrin dört bir yanına yayılmış gelişmiş bir metro sistemine sahip. Geçtiğimiz günlerde Moskova nehri üzerinde elektrikli tekneler vasıtasıyla da toplu taşıma çalışmalarına başlamıştı. Ancak böylesine büyük bir şehirde otobüslerin yer almadığı bir toplu taşıma sistemi düşünülemezdi.
Günümüzde şehirde 79 farklı güzergahta 1.050 elektrikli otobüs hizmet veriyor. Bu şekilde günde 430.000 kişi taşıyan elektrikli otobüs sayısını artırma çalışmaları da devam ediyor. Elektrikli otobüs sayısının artışıyla halihazırda hizmet veren dizel araçların yerini alması bekleniyor. Moskova’da toplu taşıma işinin yüklenicisi olan Mosgortrans CEO’su Nikolay Asaul, 2023 ve 2024 yıllarında düzenleyecekleri ihalelerle 1.500 adet yeni elektrikli otobüs almayı planladıklarını açıkladı.
Sovyetler Birliği döneminde ülkenin kamyon ve otobüs ihtiyacına cevap vermek amacıyla çeşitli fabrikalar kurulmuştu. Bu şirketlerin bazıları doğrudan özelleştirildi. Bazıları ise yabancı ortaklar veya lisans anlaşmalarıyla modernleştirildi. Örneğin AvtoVAZ firmasına ait olan Lada; Renault ve GM gibi markalarla iş birliğine giderek yeni modellerini piyasaya sürüyordu. Ülkenin otobüs ve kamyon ihtiyacını karşılamak için ise KAMAZ şirketi kurulmuştu.
Sovyetlerin dağılışından sonra KAMAZ’da da çeşitli bölünmeler ve satışlar gerçekleşti. Otobüs ve kamyon birimine Daimler yüzde 10’luk payla ortak oldu. 2000 yılına kadar 2 milyondan fazla kamyon ve otobüs üreten KAMAZ şu anda Moskova’da hizmet veren elektrikli otobüslerin de üreticisi konumunda. 2018 yılından beri Moskova’da elektrikli otobüslerle taşınan yolcu sayısı toplam 117 milyona ulaşmış durumda. Sadece geçen yıl filoya katılan yeni elektriklilerin dizellerin yerini almasıyla 5.200 kilogram karbondioksit salınımı engellenmiş oldu.
1.050 elektrikli aracı kapsayan filo, şu anda Avrupa’nın en çevre dostu ulaşım filosu olarak düşünülebilir. Ülkeden gelen açıklamalara bakılırsa bu sayı hızla artacağa benziyor. Fosil yakıtlar bakımından oldukça zengin olan Rusya gibi bir ülkede bile elektrikli araçlara olan bu ilgi bizim için büyük dersler barındırıyor. Enerji konusunda net ithalatçı olan ülkemiz, çevresel faktörler göz ardı edilse bile sadece ekonomik nedenlerle elektrikli sistemlere geçişte hızlı ve akılcı adımlar atmalıdır. Kaldı ki İstanbul’da hizmet veren otobüs ve metrobüsler düşünüldüğünde elektrikli sistemlere geçilirse azalacak karbondioksit salınımı ve engellenecek gürültü bile çok önemli çekim noktalarıdır. Bu konuda büyükşehirlerde belediyelere büyük görev düşmektedir. Ayrıca devletin de elektrikli araçlara yönelik yeni teşvikler açıklaması gerekmektedir. Umarız en kısa sürede bizim de şehirlerimizde dizel otobüslerin yerini yerli imkanlarla üretilen elektrikli otobüsler alacaktır.
Elektrikli araç ve şarj ekosisteminden gelişmeleri kaçırmamak için bizi Linkedin, Twitter, Instagram ve Youtube üzerinden takip edebilirsiniz.